ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI

İÇİNDEKİLER

1.     ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI NEDİR?

Türk Medeni Kanunu’nda genel boşanma sebebi ve özel boşanma sebepleri düzenlenmiştir. Uygulamada boşanma davalarının genelinin TMK m.166’da düzenlenen -halk arasında şiddetli geçimsizlik olarak ifade edilen- evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı açıldığı görülmektedir. Bu yazımızda genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına değineceğiz.

TMK m.166/1: “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”

Çekişmeli boşanma davası eşlerin boşanmanın hukuki sonuçları (nafaka, velayet, mal rejimi vb.) konusunda anlaşmaya varamamış olması sebebiyle açılan boşanma davasıdır. Zira Anlaşma halinde anlaşmalı boşanma davası açılarak (1 yıldan az süren evlilikler hariç) ortak hayata daha kısa sürede son verilebilmektedir. Buna ilişkin bkz: https://ucelhukukvedanismanlik.com/anlasmali-bosanma-davasi-ve-sartlari/

Ortak hayatın çekilmez hale geldiğini gösteren sebeplere, boşanma davasında kusur başlığı altında aşağıda değinilecektir.

2.     BOŞANMA DAVASINDA KUSUR

            Öncelikle belirtmek gerekir ki kusurlu eşin de boşanma davası açma hakkı vardır. Ancak burada önemli olan davalı eşin kusurunun daha ağır olması gerektiğidir. Zira TMK m.166/2’de: “Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Bu düzenleme ile daha az kusurlu eşin açılan boşanma davasına itiraz hakkı olduğu belirtilmiştir. Uygulamada kural olarak daha az kusurlu eşin itirazı halinde açılan boşanma davası reddedilmektedir. Boşanma davasında kusurun belirlenmesinde etkili olan sebeplerden bazılarına kısaca değinilecektir.

Boşanma davasında eşin aşırı kıskanç olması, alkol bağımlılığının olması(başkaca unsurlarla birlikte), kumar bağımlılığının olması, Aşırı eğlenceye düşkün olması veya tam tersi asosyal olması, sık sık evi terk etmesi, ailesiyle görüştürmemesi, hakaret ve tehdit etmesi, Şiddet uygulaması (fiziksel, ekonomik, sözel veya psikolojik), boşanma sebebi olarak kabul edilebilir.

Yargıtay 2. HD., 2022/7994 Esas, 2023/57 Karar sayılı 10.02.2023 tarihli ilamında ilk derecek mahkemesi tarafından verilen kararın onanmasına karar verilmiştir: “karşı dava yönünden ise kadının, erkeğe aşağılayıcı sözler söylediği, geç vakitte arkadaşları ile birlikte eğlenmek için dışarı çıktığı, eşini yanında istemediği bu durumun dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, evlilik birliğinin sarsıldığı ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alınarak erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.”

Yargıtay 2. HD., 2023/4957 Esas, 2023/3670 Karar sayılı ilamı: karşı davalı kadının davalı karşı davacı erkeğin ailesine kötü sözler söyleyerek hakaretlerde bulunması, erkeğin ise kadına şiddet uygulaması, 2020 yılı Ağustos ayında tayin isteyerek ortak yaşama son vermesi, kadını yalnız bırakması nedeniyle kusurlu olduğu, geçimsizlikte davalı karşı davacı erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, şartları oluştuğundan kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten tahsil edilerek davacı kadına verilmesine,”

Alkol bağımlılığı tek başına boşanma sebebi teşkil etmeyebilir, çoğu zaman alkole bağlı başkaca sebepler aranır alkol alımı sonrasında eşe ve çocuklara kötü davranması gibi.

Yargıtay 2. HD. 2022/10686 E., 2023/1619 K. sayılı ilamı: “kadın tarafından erkeğe atfedilen kusurların ispatına elverişli olmadığı, erkeğe kusur olarak yüklenen alkol alma vakıası yönünden erkeğin alkol aldıktan sonra eşine ve çocuklarına olumsuz davranışları olduğuna yönelik beyanın bulunmadığı, alkol kullanmanın tek başına boşanma sebebi oluşturmayacağı, tarafların Akhisar İlçe Emniyet Amirliği’ndeki ifadelerinin incelenmesinden zina sebebine dayalı davanın, son eylemin öğrenildiği tarihten 6 ay geçtikten sonra açıldığı, kadının, eşinin erkek kardeşiyle duygusal ve cinsel birliktelik yaşadığı, bu hususun kadın tarafından ikrar edildiği, kadının kollukta alınan ifadesinde 2012 doğumlu …’nin eşinin kardeşiyle ortak çocuklarının olduğunu beyan ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe atfedilen kusurların ise ispatlanamadığı gerekçesi ile; asıl davanın reddine, erkeğin birleştirilen davası yönünden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesine dayalı davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, erkeğin 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına,”

Kısaca boşanma davalarında kusur; yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere tarafların evlilik birliği içerisindeki yükümlülüklerine aykırı davranışları ile belirlenir.

3.     BOŞANMA DAVALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Anlaşma ve çekişmeli olduğuna bakılmaksızın boşanma davaları açısından görevli mahkeme aile mahkemeleridir.

Yetkili mahkeme ise TMK’da belirlenmiş olup TMK m.168: Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.”

Dolayısıyla boşanma davası eşlerden herhangi birinin yerleşim yerinde açılabileceği gibi eşlerin son 6 aydan beri birlikte oturdukları yer aile mahkemesinde de açılabilir.

4.     YARGILAMA USULÜ

Boşanma davaları yazılı yargılama usulüne göre görülmektedir. Dolayısıyla öninceleme aşaması davacı tarafından verilecek dava dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ve davalı tarafından verilecek olan cevap dilekçesi, 2.cevap dilekçesi ile tamamlanmaktadır.

5.     BOŞANMA DAVASINA KONU EDİLEN TALEPLER

Boşanma davası ile beraber başkaca taleplerde ileri sürülmektedir. Bunlar boşanma davası sonunda varsa ergin olmayan çocukların velayet talepleri, ergin olmayan çocuklar için iştirak nafakası talepleri, eş bakımından yoksulluk nafakası talepleri, maddi ve manevi tazminata konu olaylar varsa maddi ve manevi tazminat talepleridir. Eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talepleri ise boşanma davası ile birlikte ileri sürülse dahi mahkemece tefrik kararı verilecek olup ayrı dosya numarası ile incelenecektir.

6.     BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER

Boşanma davalarında da dava açan taraf iddialarını ispatla mükelleftir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.190’da ispat yükü düzenlenmiştir: İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

Dolayısıyla boşanma davalarında öncelikli olan tanık delili önem taşımakla birlikte iddiaların başkaca delillerle desteklenmesi gerekmektedir. Tanık delili bakımından ise duyuma dayalı tanık beyanları genel olarak hükme esas alınmadığından tanıkların görgüye dayalı tanıklar olması önem arz etmektedir.

Ayrıca boşanma davaları özelinde aile nüfus kaydı, davacı/davalının ekonomik sosyal durum araştırması, POLNET üzerinden araç sorgulaması, TAKBİS üzerinden taşınmaz sorgulaması, Hangi bankada hesapları varsa bildirilerek mali durum araştırması, SGK kayıtları, Uzman raporu, Çocukların okul kayıtlarının istenilmesi gibi boşanma davasındaki iddialar bakımından dayanılabilecek birçok delil bulunmaktadır. Bu sebeple boşanma davaları bakımından müvekkil ile detaylı görüşme önem arz etmektedir.

7.     6284 SAYILI KANUN KAPSAMINDA TEDBİR TALEPLERİ

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da genel tedbir talepleri düzenlenmiş olup boşanma davası bakımından da davanın görüldüğü aile mahkemesinden talep edilebilmektedir.

6284 sayılı Kanun yalnızca Kadını koruyan bir Kanun olmayıp şiddet tehdidi altında bulunan herkesi koruyan bir Kanundur. Koruma tedbirleri Kanun’un 5.maddesinde düzenlenmiştir:

“Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:

a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.

ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.”

Uygulamada sıklıkla rastlanılan koruma tedbirleri koyu renkli olarak işaretlenmiştir. Koruma tedbirleri boşanma davaları bakımından önem arz etmektedir.

Randevu almak ve danışmak için dilerseniz kısaca konuyu açıklayarak bize 7/24 mail adresimiz üzerinden ulaşabilirsiniz. ucelhukukburosu.1@gmail.com